Hayatta Sonay teyzemden daha iyi rest çekebilen biri varsa o da kesinlikle Merve’dir… Merve; İhsan ve Zafer çiftinin 3. torunu… anneannemin sesinden duyduğunuzda içinizi titreten o cümle ile ifade etmek gerekirse “Merhaba biz Merve Sevin’in ailesiyiz.”
Merve ailemizin televizyon yüzü, güzeller güzeli medyatik kızı. Ama benim hikayemde Merve çok daha farklı bir yerdeydi her zaman. Tıpkı Sonay teyzemde olduğu gibi Merve’yi çok iyi tanımayan birinin onun ne zaman gerçekten canının yandığını anlama şansı yoktur.
Oyunculuğun da ona verdiği yetkiye dayanarak, çok iyi saklar duygularını. Genelde öfke ile çıkartır dışarı. Babam ise onun deliliğe vurduğunu düşünürdü, dikkat et Merve’ye derdi hep. Gizem kendini çekip çevirir ama gözün Merve’de olsun.
Bana hayatta neden böyle sorumluluklar verildi ya da neden ben hep kendimi bu sorumlulukların orta göbeğine attım bilmiyorum ama Merve benim için hep hayatından sorumlu olduğum bir kardeşti.
Çocukluğundan itibaren farklı bir çocuktu Merve, evcilik oyunlarımızda o hep İlhan Mansız’la evliydi… Gizem’le ben yaşımız büyük olmasına rağmen hizmet ederdik Merve’ye, oyunlar hep böyle şekillenirdi.
Hayat ilerledikçe Merve içinde bulunduğu kabı doldurup taşmaya karar verdi. Kazadan sonra ailemizin için en zorlu zamanlardan biriydi Merve’nin kabından taşışı…
İzmir’den İstanbul’a transfer olan bir hayattı Merve’ninki o saatten sonra. Ailece hiçbir olayda köşemizde kalamadığımız için, bu olayda da tek vücut olmayı seçmiştik. Herkesin üstüne düşen bir görev vardı, herkes “normalleşmemiz” için işin bir ucundan tutuyordu. Oysa belki de normaldi yaşadıklarımız, durumu anormalleştiren bizdik bilmiyorum. Zaman zaman ailemizle ilgili bunu düşünürken buluyorum kendimi, iyiyi de kötüyü de uçlarda yaşamaktı belki de bize zarar veren. Olaylar hayatımızda hiçbir zaman küçük izler bırakmıyordu. Herbirimiz kendimize düşenden payımızı alıp, hayatımıza o yaşanmışlıklarla devam etmek zorunda kalıyorduk.
Ama herkesin hayatında olduğu gibi, bizim ailemizde de bazı anlar vardı ki, tüm yaptığım fedakarlığa değer diyebiliyordunuz.
Koca bir yazın ardından Merve ile ayrılıyorduk. Merve ağlıyordu, şimdi benim saçımı kim tarayacak diye. İçim sıcacık olmuştu, hayatı boyunca her düştüğünde Merve’nin saçlarını taramak için orada olacaktım. Keza sanırım öyle de oldu, o günden sonra Merve kendini gerçekten çıkmazda hissedip, benim orada olmama izin verdiği her an onunlaydım.
Yorum bırakın