benden bana – 19

15 Şubat 2024… Bir sahil kabasına taşınmış, hayatı bildiğimden de farklı algıladığım bir zamandan içimdeki çocuğa bir şeyler söylemek istediğim bir gün.

Kendi çocukluğumu düşündüğüm zamanlarda annem ve babamın çocukluklarıyla arkadaş olduğum fikri gelir hep aklıma. Benim için annem ve babam birer otorite figürü olmadıkları için belki de, onlarla oyun oynayabileceğimi düşünmüşümdür hep. Üçümüz iyi bir arkadaş grubu olabilirdik gibi gelir bana. Nedense onlar da çocukluklarını diledikleri gibi yaşamamışlar diye düşünürüm.

Bir çocuk ne diler ki hayattan? Neden son zamanlarda herkes yaşanmamış çocukluklarından bahseder acaba. Uzaktan baktığımda annemin çocukluğu babamınkine kıyasla daha güzel sayılabilir bence. Bir olmayı öğrenmiş çünkü annem. Babam ona göre daha yalnızmış. Küçük yaşında babasını kaybetmiş ve hayatı yalnız göğüslemesi gerekmiş bildiğim kadarıyla. Babaannem benim alışageldiğim şekilde sevgi gösteren bir kadın değildir, babamı da el bebek gül bebek büyütmemiş.

Bazı yönlerimle fazlasıyla benzerim babaanneme, bu durumdan da hiç hoşlanmam dürüst olmak gerekirse. Babaannem kadar güçlü olma fikri bana ürkütücü gelmiştir hep. Annem gamsızlık der ki birçok yönden doğru ama babaannem ciddi bir güç figürüdür benim için.

Babamı kaybettiğimizde döktüğü gözyaşları sorumluluktan gibi gelmişti bana. Ağlaması gerekiyordu ve ağladı. Oysa annemi ağlarken gördüğümde sanki son yıllarında babam ile aynı evde yaşayan o gibi hissetmiştim.

Kaybettiği neydi bilmiyorum annemin ama hayatının bir kısmını gömmüş gibi hissetmiştim. Sanki annem babamla birlikte çocuk olmayı öğrenmişti ve artık büyümek zorundaydı. Oyun oynamaya daha fazla zaman yoktu, oyun arkadaşı gitmişti annemin.

Psikoloğuma göre; babam yalnızca benim için değil, annem için de tamamlanmamış bir hikayeydi. Bunu çözmeye, anlamaya çalışmam yersizdi. Çünkü çok yüksek ihtimalle annem bile ne hissettiğini tanımlayamayacaktı bu konu ile ilgili, ne söylese eksik kalacaktı.

Babamı toprağa verdiğimiz gün, üç kişilik son oyunumuzu oynamıştık farkında olmadan. Tıpkı ilkokulda kendi kendime uydurduğum oyunlar gibi, annem babam ben için de bir oyun yaratmıştım kafamda, bize eğlenceli senaryolar yazmıştım ama artık oyundan bir kişi eksilmişti. Çocukluğumuz artık daha da eksikti ve babamınki bir daha hiç tamamlanamayacaktı…

Yorum bırakın